Karı Kocalığa Anne Babalığın Eklenmesi
Sonunda beklediğiniz o güzel haberi aldınız; anne-baba oluyorsunuz…Bebeğinizin doğumuna kadar geçecek olan sürede çocuğunuzun sağlıklı olmasına ilişkin olumlu beklentilerinizin yanında; adının ne olacağı, odasının nasıl ve nerede olacağı, kapı süsü, bebek şekeri, fotoğrafçı gibi konular doğuma kadar sizi muhtemelen meşgul edecek konular. İyi ihtimalle, bunlara ek olarak uykusuz geceler, gaz problemi olan bir bebek, sosyal yaşamın kısıtlanma durumu, fiziksel yorgunluk, maddi zorluklar gibi yaşamınızda karşılacağınız zorluklar da eşinizle birlikte gündeminize aldığınız ve üzerinde konuştuğunuz diğer konular olacaktır.
Eşlerin bu beklentileri oluştururken üzerinde durmadıkları, gündeme getirmedikleri önemli bir konu da karı koca olarak ilişkilerinin güncellenmesi ve beklentilerinin bu yönde yeniden oluşturulması gerektiği gerçeğidir.
Çocuğun doğumuyla birlikte aile sisteminin içinde bulunduğu evre değişmekte ve sistem “yeni evli çift” ya da “çocuksuz aile” evresinden “çocuklu aile” evresine dramatik bir geçiş yapmaktadır. Bu evrelerin her biri geçici olmakla birlikte asıl problemlerin ve zorlukların evre geçişlerinde yaşandığını söylemek gerekir. Aileye yeni bir üyenin katılmasıyla eşlerin kendini “çocuğu olan bir ben” ve “çocuğu olan bir karı-koca” olarak yeniden tanımlaması gerekmektedir. Bu güncellemeleri yapmak beklentilerinizi de şekillendireceğinden yeni evreye ve duruma uyum sağlamanızda şüphesiz kolaylık sağlayacaktır. Yeni evrede çocukları da sisteme dahil ederek evlilik sistemini yeniden düzenlemek, çocuk yetiştirmek ile ilgili yeni roller edinmek ve bu rollere uygun davranışlar sergilemek, ekonomik konularda ve ev işlerine katılım konusunda yeni düzenlemeler yapmak için karı koca olarak kolları sıvamak gerekiyor. Bunlarla birlikte, sisteme ebeveyn rollerinin yanında dede, anneanne, babaanne hatta teyze, dayı, amca, hala, kuzen rollerini de dahil etmek üzere geniş aile olan ilişkileri yeniden düzenlemenin gerekliliği oldukça fazla. Eşinizin ebeveyn olma sürecine şahit olmak sizi mutlu eden bir durum olabiliyor iken eşinizin geniş ailesinin ve kendi geniş ailenizin üyelerinin yeni roller almasını izlemek zaman zaman yorucu olabilir. Bu noktada çekirdek aile sınırlarını yeniden yapılandırmak, gerekli durumlarda esnetebilmek ve bu esnemeyi sorun etmemek bir çıkış yolu olabilir.
Bu kritik güncellemeler ve yeniden yapılandırmalar yapılmadığında eşlerin çocuktan önceki ilişkilerini hiç değişikliğe uğratmadan devam ettirme isteği hüsranla sonuçlanıyor. Kaçınılmaz olarak problemler ortaya çıkıyor ve eşler memnuniyetsizlik ve mutsuzlukla karşı karşıya kalıyor. Çocuksuz çiftlerin evlilik doyumunun çocuklu çiftlere göre iki kat daha fazla olması bu bağlamda çok da şaşırtıcı bir sonuç olmasa gerek. Genel yaşam doyumunun önemli belirleyicilerinden birinin de eş ile olan ilişki doyumu olduğu düşünülürse, çocuktan sonra hayatla ilgili genel memnuniyetinizde bir azalma olması beklendik bir durum olabilmektedir.
Özellikle problemli evliliklerde çocuğun ilişkinin bir kurtarıcısı gibi görülmesi ve çocuktan sonra ilişkinin düzeleceği düşüncesi en yaygın yanlışlardan biridir. Bu fanteziyi bir kenara bırakıp, çocuk sahibi olmaya karar vermeden önce sağlıklı bir karı koca ilişkisini oturtmak yapılacak en doğru davranış olacaktır. Karı-koca olarak ikili alt sistemi tam olarak oluşturmadan anne-baba-çocuk olarak üçlü alt sistemi oluşturmaya ve oturtmaya çalışmak imkansızdır. Karı-koca ilişkinizin kalitesinin anne-baba olarak ilişkinizin kalitesini doğrudan etkilediğini ve bu iki ilişkinin kalitesinin de çocuğunuzun her alandaki gelişimini doğrudan etkilediğini hatırlamakta fayda var.
Bebeğinizin doğumundan sonra ilişkinizde yaşanabilecek değişimler, sistemle ilgili yapmanız gereken düzenlemeler hakkında bilgi sahibi olmanız doğumdan sonra yaşanacak problemlerin nedenleri konusunda kendinize, eşinize ve ilişkinize atıflar yaparken acımasız olmamanızı sağlayacaktır.